Geçmişi Olmayan Adam’ın yayınlanmasından on dört sene sonra, Bourne filmleri Robert Ludlum’un kaynak romanlarından pek büyük ölçüde saptı fakat, James Bond gibi film karakteri de onun yazılmış ilhamından ayrı ayrı var oldu. 00’ların üç filmi (Geçmişi Olmayan Adam, Medusa Darbesi, Son Ültimatom) baştan başa Matt Damon, Jason Bourne oldu.
2007’de, gitme zamanının geldiğine karar verdiğinde, yapımcılar Sean Connery boyutunda bir ikilemle baş başa kaldılar ve Connery’de olduğu gibi, nihai çözüm orijinal oyuncuyu geri çekmek oldu. Damon’ın franchise’ın beşinci filmi olan başrole dönüşü, Universal Pictures için bir darbeyi temsilcilik ediyor. Jeremy Renner, Bourne’un Mirası filminde halkın ilgisini çekemedikten daha sonra, dizinin geleceği Damon ve asistan yazar/yönetmen Paul Greengrass üstünde anlaşmaya varana değin belirsiz görünüyordu. Kurucu üçlemenin yetersiz kalan unsurlarına karşın, Jason Bourne serinin sunduğu en iyi şeyi temsil ediyor.
Hikaye, Damon’ın son filmi Son Ültimatom’dan bu yana on takvim bir süreci ele alıyor. Bourne hala şebekeden uzak yaşıyor, Yunanistan’da para ya da yapacak bir şey için yer altı çıplak yumruk dövüşlerine katılıyor. Eski ortağı Nicky Parsons (Julia Stiles), kendisinin ve Bourne’un bir parçası olduğu sıcacık işlem görevleriyle ilgili belgeleri elde etmek için CIA’ye girdiğinde, Bourne’un geçmişi hakkında onu onunla buluşmaya yönlendiren bir şey keşfeder. Langley’de, genç teknoloji lideri Heather Lee (Alicia Vikander) ve patronu Direktör Dewey (Tommy Lee Jones) Nicky’nin peşindedir ve Bourne’un komploya dahil olduğunu ve onları kovmak için The Asset’i (Vincent Cassel) görevlendirdiğini varsayarlar ama Bourne ile kendi geçmişi vardır.